PAYLAŞ

Fin mimar, kent tasarımcısı… Ülkesindeki ulusal mimarlığın oluşmasına büyük katkılarda bulunmakla beraber,  ülkesine özgü anlatım özelliklerini çağdaş mimarlığa uyarlamıştır. Alvar Aalto, 20. yüzyılın en önemli mimarlarındandır. En büyük katkısı Bauhaus’un ve uluslararası üslubun diğer türevlerinin katı mimarlık öğelerini insanileştirmiş olmasıdır.

Alvar Aalto’nun eserlerini incelediğimizde ilk göze çarpan şey cephesiz cepheler kullanmasıdır. Buna karşın,  bölge şartları da göz önünde bulundurulduğunda mekanlar oldukça iyi ışık almaktadır. Buradan yola çıkarak mimar cephelerin yalnızca ışık alan kısımlarda pencere kullanmış geri kalan kısımlarda kullanmayı gereksiz bulmuştur diyebiliriz.

Kimilerine göre iç mekan tasarımlarında kullandığı modern ve kendine has havayı dış cephelere yansıtamayan mimar aklımıza şu soruyu getiriyor: Alvar Aalto’nun günümüz şartlarıyla değerlendirildiğinde bir mimar gibi bina tasarlamaktan ziyade bir iç mimar gibi iç mekan tasarımları yapmaya devam etmesi onu bu alanda daha ileriye taşıyabilir miydi?

Bir diğer yandan yaptığı mobilya tasarımlarıyla da adından söz ettiren mimar, kullandığı kaliteli ve pahalı malzemelerle tasarımlarına ayrı bir hava katmakla birlikte işlevselliğe de önem vermektedir. Örneğin; tüberküloz hastaları için tasarladığı sandalye hastaların daha rahat nefes alabilmesini sağlıyordu.

Mimarlık ve bilimin farklı alanlar olduğunu savunan Alvar Aalto; “Son yirmi yıldır mimarlık sıklıkla bilimle karşılaştırılıyor, metotlarının daha bilimsel olmasına çalışılıyor, hatta saf bilim olması için çaba gösteriliyor ama mimarlık bilim değildir. O hala binlerce kesinleşmiş insan faaliyetini bir araya getiren büyük yapay bir süreçtir. Amacı maddesel dünyayı insan yaşamına uyumlu hala getirmektir.” sözleriyle bu düşüncesini açıklıyor.

Alvar Aalto’nun mimari yaklaşımını özetleyecek olursak, yapılarında yoğun modernizm etkisini organik formlarla yumuşatılmış bir şekilde görebilmekteyiz. Ayrıca dış mekanlarda daha kütlesel ve yüzeysel çalışan mimarın; iç mekanlarda daha yoğun ve ayrıntılı çalıştığını söylemek mümkün.

 

Katılımcılara buluşmadan önce sunulan kaynaklar:

http://www.mimdap.org/?p=72047

http://www.hafelegateway.com/2009/11/10/finlandiyanin-kulturel-ronesansinin-mimari-alvar-aalto/

http://www.kolektomani.com/finlandiya-kulturel-ronesansinin-mimari-alvar-aalto/

http://dergipark.gov.tr/download/article-file/192425

http://www.doganhasol.net/finlandiya-mimarisine-bir-bakis-2.html

http://www.arkitera.com/gorus/1001/bir-mimarlik-kralligi–alvar-aalto-finlandiya-ve-otesi

Katılımcılar:

Fatmanur Küçükçıtraz

Asude Çelik

Şevval Melek Hisoğlu

Ayşe Sena İbrahimoğlu

Ahmet Alperen Şentürk

Elif Dağtekin

Sultan Yıldız

Sena Nur Koç

Kübra Ertürk

Fatıma Sude Yıldırım

Tuğçe Keçoğlu

Elif Mert

 

Ünlü mimar ve mühendisler hakkında daha fazla içeriğe ulaşmak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.

PAYLAŞ
Önceki makaleBetonarme Yapı Mı Çelik Yapı Mı?
Sonraki makaleDanimarka Pavyonu
Ölçeğin insan olduğu mimarlık, toplumsal bir eylem olmasının yanında mimarlık kültürüne dahil olan, muhatap olan herkesin, kentlinin ortak ürünüdür. Kentte söz sahibi olan insan, günümüz yapılaşmış çevresine ne kadar duyarlıdır? Toplum düzeyinde mimarlık bilinci oluşmadığı sürece gerçek manada iyi tasarlanmış kentler ve kaliteli bir çevre oluşması da mümkün değildir. Bu bilincin oluşmasında mimarlık öğrencilerinin rolü oldukça önemlidir. Bu sorumluluğu edinen bizler, mimarların kente, kentliye, bizlere neler dediklerini tartışmak ve üzerine bir şeyler koymak üzere “Mimarlar Ne Der +? “ tartışma serisini düzenliyoruz.

BİR CEVAP BIRAK

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen isminizi buraya giriniz