”Bilim uzun ve çetin bir yoldur çocuklar. Bilimi yarı yolda bırakmayın, olur mu çocuklar? Oppenheimer gibi hissediyorsanız, bırakın yüksek binaları başkası yapsın, büyük barajlarda başkası çalışsın. Bazılarına çok uzaklardan bile görünen yüksek yapılar kurmak çekici gelecektir. Bırakınız bu işleri öyleleri yapsın. Bazıları da insanları çalıştırmak, büyük teşebbüsleri idare etmek ihtirası ile yanarak kuvvetli olmak isteyeceklerdir. Bırakınız parayla da onlar uğraşsın. Sizin kuvvetli olmak gibi bir derdiniz yoksa, siz de Leonardo Da Vinci gibi ‘Kuvvet nedir?’ diye merak ediyorsanız buyrun sizleri Mekanik kürsüsüne beklerim. Çünkü bazılarına göre ‘Kuvvet’ para ile organizasyonun çarpımına eşittir; bize göre de kuvvet ivme ve kütleyi ilgilendiren bir büyüklüktür. Bu iki formülü birbiriyle karıştırmayın olur mu çocuklar? Kürsü ile ticarethaneyi birbirine karıştırmayın olur mu çocuklar?”
Mustafa İnan
Seviyenin nerelerde olduğunu baştan görmeniz için yazıya bu sözlerle başlamak istedim. Mustafa İnan, İTÜ’de okuyan her öğrencinin mutlaka duyduğu bir isimdir çünkü Ayazağa kampüsündeki merkez kütüphaneye ismi verilmiştir. Maalesef yine de hayatı konusunda bilgi sahibi olan kişiler azınlıktadır. Bilim adına ülkemizden çıkmış bu değeri tanımamak ve kazandırmak istediği değerleri anlamamak büyük bir kayıptır.

Bilime olan sadakati onu siyasi tekliflerden, cazip iş olanaklarından uzak tutmuştur. Kendisi uzman olduğu ve sevdiği alana bağlı kalarak ülkemize değerler katmaya çalışmıştır. Belki de bu fedekarlıkları sayesinde hala adı hatırlanmakta ve birçok kişiye örnek bir profil oluşturmaktadır.
1911 Adana
1911 yılında -1. Dünya Savaşı’nın tohumlarının dünyada oluşmaya başladığı dönemler- Adana’da bir posta memurunun oğlu olarak dünyaya geldi. Savaşın ardından şehir Fransızlar tarafından işgal olunca ailesiyle Konya’ya taşınmışlardı. Savaş bitince de memleketine dönüp lise öncesi eğitimini tamamlamıştı. Bu dönemlerde başarılı eğitim hayatının yanında felsefe üzerine okumalar da yapmıştı. Ayrıca matematikteki başarısından dolayı lakabı matematikçi anlamına gelen ”Riyaziyeci” olmuştu. Bu lakabı aldığı yatılı okulu birinci bitirerek o dönemki adı Yüksek Mühendis Mektebi olan sonra 1944’te adı İstanbul Teknik Üniversitesi olacak okula girmeye hak kazanmıştı. Okuyacağı bölümse inşaat mühendisliğiydi.
Yatılı okuldaki başarısı yükseköğrenim yıllarında da devam etti ve bölümünü de birinci bitirdi.
Yeni Durak İsviçre Zürih
Doktora için Zürih Üniversitesinde Vrendel kirişleri hakkında araştırmalar yaptı. 1941 yılında artık doktora derecesini almıştı. 32 yaşında da ilk makalesi olan ”Kayma Merkezi” yazısını yayınladı. Bu doktorayı önemli yapan detaysa Türkiye’den ilk defa biri yurt dışında doktora çalışması yapmış olmasıydı.
1944 yuvaya geri döndü
1944’te yuvasına geri dönen Mustafa İnan, İTÜ’de Mekanik ve Mukavemet bölümünde göreve başladı. 1 sene sonra ise profesör oldu. Zamanla Mekanik kısmının kürsü başkanı olan İnan, sonra sırasıyla inşaat fakültesi dekanı ve rektör olmuştu. Bu konuda dikkat çeken detay ise 43 yaşında en genç dekan, 46 yaşındaysa en genç rektör olmasıydı. Rektörlük döneminde de bilimden kopmadan çalışmalarına devam eden profesör, birçok makale yayınlamıştı. Kendisine o dönemlerde gelen bakanlık tekliflerini de reddetmişti.
Türkiye’nin ilk kadın arkeoloğuyla evlendi
İnan, 1944 yılında ülkemizin arkeoloji alanından ilk kadın mezunu olan Prof. Dr. Jale Ogan’la evlendi.
TÜBİTAK’ın fikir babalarından
TÜBİTAK’ın hem kuruluşunda bulunan hem de hayata geçmesinde katkıları olan Mustafa İnan 56 yaşında başkanlığa seçilmişti.
Sadece bir mühendis değildi
Edebiyata olan ilgisini hayatında birçok yerde görebileceğimiz Mustafa İnan, aynı zamanda diller üzerine de araştırmalar yapmıştır.
5 Ağustos 1967
Nedeni belirlenemeyen bir rahatsızlığı sonucu Almanya’ya giden İnan, 5 Ağustos 1967 yılında hayata gözlerini yummuştu. 56 yaşında erken sayılabilecek bir yaşta aramızdan ayrılması ülkemiz için büyük bir kayıptı.
1975 ”Bir Bilim Adamının Romanı”
Yine bir İTÜ inşaat mezunu olan -aynı zamanda da Mustafa İnan’ın öğrencisi- Oğuz Atay, vefatın ardından 8 yıl sonra bu otobiyografi eserini yazmıştır.
Kitapla ilgili alıntılar için tıklayınız.
Cahit Arf’ın sözleriyle İnan

Kaynakça:
- Oğuz Atay- Bir Bilim Adamının Romanı
- http://www.tubitak.gov.tr/tubitak_content_files/ozgecmis/MustafaInan.pdf
- http://kutuphane.itu.edu.tr/hakkimizda/mustafa-inan-kimdir
- https://onedio.com/haber/butun-omrunu-ulkesine-adayan-bir-bilim-insaninin-hikayesi-mustafa-inan-725199
[…] Bilime Adanmış Bir Ömür: Mustafa İnan […]