Çin’in Şangay şehrinde gerçekleşen World Expo 2010’da yer alan Danimarka Pavyonu, sadece Danimarka’nın güçlü taraflarını sergilemekle kalmadı; Kopenhag’ın cazibe noktalarına dair en iyi deneyimi yaşattı. Özel bir konsept ile yarışmayı kazanan BIG (Bjarke Ingels Group) Danimarka’nın fuarda ikon haline gelen nefes kesici bir yapıyla boy göstermesini sağladı. Mimarın 2009 yılında Kazakistan’ın başkentinde inşa ettiği Ulusal Kütüphane’nin yükseldiği Mobius şeridinin kompleks geometrisi ve Danimarka’nın yaşam alışkanlıklarının bir araya gelişi, 3000 metrekarelik bu alanın da spiral formda tasarlamasında zemin oluşturmuş.
Temel olarak pavyon, ziyaretçilerin girişte mevcut olan 1500 bisiklet ile dolaştığı büyük bir döngü, aynı zamanda ziyaretçilerine Danimarka şehir yolunu deneyimleme şansı tanıyor.
Pavyonun merkezinde dünyanın en temiz sularından birine sahip olan Kopenhag Limanı’ndan getirilen su ile doldurulmuş büyük bir havuz bulunuyor ve ziyaretçiler bu havuzda yüzebiliyor. Havuzun merkezinde geçici olarak Çin’e taşınan Danimarka’nın sembolü olan küçük deniz kızı heykeli var. Bjarke Ingels’in deyimiyle “Küçük deniz kızının Çin’e taşınması, 1,3 milyar Çinli’nin Kopenhag’a taşınmasından daha etkilidir.”
Bisiklet Sürücüleri İçin Mimari Harikası
Tüm yapı beyaz boyalı çelikten yapılmıştır ve çatı parlak açık mavi yüzeyli bir kaplama ile kaplanmıştır. İç kısımda ayrıca epoksi kaplamalar kullanılmış ve bisikletler için mavi bir bisiklet yolu inşa edilmiştir. Bisiklet sürmek için kullanılan parklara karşı seçebileceğiniz gerçek bir mimari harikasıdır. Bu teras hakkında gerçekten ilginç olan şey, tüm yeri kaplayan 30 m boyundaki Norfolk Pine duvarları. Tasarımcıların ortaya koyduğu bu yaratıcı çözüm, gürültü sorununu çözmek için harika bir yol. Teras, gürültüyü kapalı tutarak ve mahremiyetini koruyarak komşularına saygı duymalıydı.
Bjarke Ingels, Danimarka Pavyonu üzerinden sürdürülebilirlik kavramını sorguluyor. Sıcak su ile uzun duş alınmamalı, tatil için uzun uçuşlar yapılmamalı gibi ‘bir şeyin faydalı olabilmesi için acı vermesi gerek’ yaklaşımını eleştiren Ingels, bu yaklaşımın sürdürülebilirliği sıkıcı bir kavram olarak gösterdiğini söylüyor. Bu bağlamda Ingels, sürdürülebilir tasarımların etkili olabilmesi için yalnızca politik ve ahlaki değerler çerçevesinde yapılmaması gerektiğini savunuyor. Sürdürülebilir tasarımlar, sürdürülebilir olmayan tasarımlara kıyasla daha çekici olabilmeyi başarmalı. BIG, Danimarka Pavyonu ile sürdürülebilir bir şehir olan Kopenhag’ın hayat kalitesini nasıl arttırabildiğini gösteren birtakım deneyimleri sergiliyor.
Çok uzun duvarlar gürültüyü saptırarak emer ve aynı zamanda çok sıcak ve davetkar bir alan yaratırlar. Rahatlamak, kahvaltı yapmak, arkadaşlarınızla ve akrabalarınızla mavi gökyüzü altında veya gece yıldızların altında bir şeyler içmek için mükemmeldir. Dahası, tasarım sadece pratik değil, aynı zamanda zariftir, çünkü otelin geri kalan kısmı art deco formunda bulunan detaylar içermektedir.
Kaynakça:
Sümeyye Nur Korman – Ömercan Ergüç
Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi – İnşaat Mühendisliği