Türk Lirası’nın Dolar ve Euro gibi güçlü ülkelerin para birimleri karşısında değer kaybetmesi, günlük hayattan ticari hayata kadar sektör fark etmeksizin her alanda etkisini göstermeye hızla devam ediyor. Ülkenin ekonomisinin dışa bağımlı olması, OHAL süreci, yüksek enflasyon, faiz artışları ve izlenen dış politika gibi çeşitli nedenlerden dolayı dövizde sert artışlar olmaktaydı. Dövizdeki sert yükselişin etkilerinin ülke içinde bu kadar hissedilmesinin en büyük sebeplerinden birisi ise günlük hayatta kullanılan ürünlerin dikkate değer bir kısmının ithal olmasından kaynaklı. Dövize endeksli bir piyasa olmasından dolayı kurdaki en ufak artış etkisini tsunami gibi arttırarak hissettirmeye devam ediyor. Türkiye’ye düşen güven ve yatırımcıların Türkiye’yi bir pazar olarak görmemesinden dolayı düşen yatırımın da etkisi de oldukça fazla. Dövizdeki artışın etkileri ağır bir şekilde tüm sektörlerde hissedilse de inşaat ve gayrimenkul sektörünün aldığı hasar kendisini açıkça göstermekte. İnşaat sektörü, Türk ekonomisinin can simidi niteliğinde yükselirken dövizdeki artışın indirdiği darbe altında hacmini korumaya çalışıyor. Birçok inşaat firması, projeler için ihtiyacı olan sermayeyi finansman kullanarak karşılamaktadır.
Maliyetler Dövize Endeksli
İnşaat maliyetlerinin yaklaşık yüzde 80’i dövize endekslidir. Bu nedenle döviz üzerinden borçlanan firmaların, dövizdeki en ufak artış olmasında bile zor duruma düşecekleri açıkça ortadadır. Döviz artışındaki olumsuz etkileri şirketler açısından çeşitli durumlar için inceleyecek olursak; TL olarak gelir elde eden firmaların dolar kredisi kullanması durumunda borçlarını sigorta altına almamışlar ise borçlarını yükselen kurdan ödeyemez hale geleceklerdir. Bu durumda şirket zarar etmeye başlayacak ve değeri düşmeye başlayacaktır. Diğer bir tarafta ise hammaddeyi döviz ile temin eden firmalar ise eğer kazançlarını TL üzerinden elde ediyorlar ise dövizdeki artış da bu firmaları olumsuz etkileyecek ve zarar etmelerine yol açacaktır. Türkiye’deki inşaat piyasasının döviz karşısında aldığı hasar maliyeti arttıracağından dolayı firmalar da kendilerini güven altına almak için fiyatlandırmalarını değiştireceklerdir. Bu durum karşısında alım gücü düşecek ve gayrimenkul piyasası durağanlaşmaya başlayacaktır.
Dövizdeki artışın inşaat sektörüne etkilerini bir de “Yap İşlet Devret (YİD)” modeli üzerinden inceleyelim. Yap işlet devret modeli kısaca devletin elinde hazır kaynak olmaması, ileri teknoloji ve yüksek mühendislik gibi gereksinimlerin olduğu riskli projeleri özel sektör firmalarına yaptırmasına ve firmanın anaparasını çıkartıp bir miktar da kâr ettikten sonra devlete devretmesi olarak tanımlanabilir. Yap İşlet Devret sistemi ile köprü, tünel, baraj, sulama, içme ve kullanım suyu, arıtma tesisi, haberleşme benzeri yapı ve tesisleri hayata geçirebilmektedir. Osmangazi Köprüsü, Yavuz Sultan Selim Köprüsü, Avrasya Tüneli ve inşası devam etmekte olan İstanbul Yeni Havalimanı gibi projeler ülkemizde yap işlet devret modeli ile yapılan projelere örnek olarak verilebilir. Bu modelin çeşitli avantajları ve dezavantajları olsa da bizim odaklanacağımız nokta finansman olarak sağlanan döviz olacak.
Avrasya Tüneli ve Yap İşlet Devret
Ülkemizden bir örnek proje ile inceleyelim, Avrasya Tüneli, Yap İşlet Devret sistemiyle yapıldı. Yapan şirket yaptığı inşaata karşılık tüneli kullanan araçlardan 24 yıl 5 ay boyunca geçiş ücreti alacak. Devlet ise firmaya günde 68.500 araç geçiş garantisi veriyor. Eğer bu kadar araç geçmezse aradaki geçiş parası farkı firmaya hazine tarafından ödenecektir. Günde 68.500 araç geçiş garantisi yılda 25 milyon araç demektir. Bunu 4 dolarla çarparsak 100 milyon dolar araç geçişi olsa da olmasa da hazine tarafından garantili ödenecek tutardır. Yani hazine 2017 için firmaya 60 milyon dolar ödeme yapmıştır. Bu projedeki rakamlar gibi benzeri birçok proje vardır ülkemizde. Burada dikkat edilmesi gereken nokta; geçiş ücretlerinin dolar kur bazında ödeniyor olmasıdır. Örnekte açıkça ortadadır ki dolar kurundaki en ufak artış ekonomide büyük bir zarara yol açmakta. Devletin dolar üzerinden ödeme yapması ekonomiyi olumsuz etkilemekte. Dövizdeki artış her sektörü olumsuz etkilediği gibi sermayesinin %80 i gibi yüksek bir oranda döviz kullanan inşaat sektörünü de oldukça olumsuz etkilemektedir. Dövizdeki artış devam ettikçe ekonomideki sıkıntıların da artacağı inkar edilemez bir gerçektir.
Kadircan AK
Sektörden daha fazla yazıya göz atmak isterseniz buraya tıklayabilirsiniz…