PAYLAŞ

Emre Arolat Architects’in ortağı olan Emre Arolat, 1963 yılında Ankara’da doğdu. 1982’de Galatasaray Lisesi’nden, 1986’da MSGSÜ Mimarlık Fakültesi’nden mezun oldu. 1986-87 yıllarında ABD Washington D.C.’de Metcalf Mimarlık Bürosu’nda çalıştı.

1992 yılında MSGSÜ Mimarlık Fakültesi’nde Yüksek Lisans eğitimini tamamladı. 1987-2004 yılları arasında Arolat Mimarlık’ta, Şaziment ve Neşet Arolat’la birlikte tasarımcı olarak görev yaptı. Şu an ise çalışmalarına 2004 yılında Gonca Paşolar ile kurduğu ve 2008 yılında Şaziment Arolat ile Neşet Arolat’ın, 2009 yılında da Kerem Piker ve Sezer Bahtiyar’ın ortak olduğu EAA-Emre Arolat Architects’te devam ediyor.

1998’den bu yana jüri üyesi ve atölye yöneticisi olarak; UÜ, İKÜ, İTÜ, ODTÜ, YTÜ, Bilgi Üniversitesi ve MSGSÜ’de görev aldı. Tek konutlar, büyük ölçekli konut yerleşmeleri, kamusal ve özel yönetim yapıları, alışveriş merkezleri, müze, konser salonu ve kütüphane gibi kültür yapıları, spor tesisleri, eğitim kompleksleri, sanayi yapıları, havalimanı ve rekreasyon alanlarında farklı ölçeklerde projeleri ve uygulamaları bulunmaktadır. Sektörle alakalı birçok yayında makale ve deneme yazıları yayınlandı. Ulusal ve uluslararası birçok yarışmada ödüller kazandı.

Emre Arolat’ın mimarlık birikiminin anne ve babasının da mimar olmasından oluştuğunu düşünmüyor değiliz. Kendisi de küçük yaşlarından beri ofis ortamında bulunduğunu dile getiriyor.

Sancaklar Cami

Çok kapsamlı ve farklı işlev alanlarında birçok yapısı bulunmakta ama Sancaklar Cami’ndeki o naif tavır hepimiz için farklı bir yerde sanırım. Kubbesi olmayan, minaresi alışılmışın dışında olan adeta bir heykelimsi tavrı olan bu ibadet alanı mimarlığı tam olarak açıklar nitelikte. Tasarıma farklı bir boyut katmış olmasıyla birlikte bu ibadet alanın turistik bir mekan halini alması insanların değişikliğe ne kadar aç olduğunu bizlere gösteriyor. Bununla birlikte caminin tasarımı sırasında Emre Arolat da bu tasarımının sonucunda eleştiri almayı göze alarak tasarımına devam etmiştir. Öyle ki ibadet alanındaki tavanda yarattığı aralıktan ışığın istediği etkiyi verip veremeyeceğini hangi zaman diliminde nasıl olacağını görebilmek için saatlerce izlediğinden bahsetmiştir.

Sancaklar Cami farklı tasarımı ile çok sayıda ödüle layık görüldü. Cami, 2011’de Barselona’daki Dünya Mimarlık Festivali’nde Geleceğin Projesi Ödülü’nü, 2013’te Singapur’da düzenlenen Dünya Mimarlık Festivali’nde dini yapılar kategorisinde dünya birincilik ödülünü, 2014’te Mimarlar Odası Yapı Ödülü’nü aldı.

2015 yılında Londra Tasarım Müzesi tarafından Yılın Tasarımı Seçkisi’nde finalist yapılar arasında sergilenen tasarım, 2015 yılında Mies Van Der Rohe Avrupa Ödülleri arasında en iyi 40 yapıdan biri seçilmiştir.

Farklı bir bakış açısıyla tasarlanmış olan Zorlu Center ise birçok tartışmanın odak noktası haline gelmiştir. Kültürel boyuttaki uygunluğu, gerekli olup olmadığı, yaşam alanın sağlıklı olup olmaması… Birçok yönüyle insanları fikir ayrılığına sürükleyen bu yapı çoğunlukla ticari kaygının ön planda olduğu yapılar arasında olduğu düşüncesiyle bakıldığında caziptir ancak konumu ve kullanımı olarak birçok olumsuzluk içermektedir . İstanbul’un silüetini ve sosyal hayatını kötü etkilediği düşünülmektedir.

Yeşil binalara yaklaşımı

Mimar Emre Arolat yeşil binalara yaklaşımın yanlış olduğu konusunda da oldukça sitemli. Binaların katlarına ağaçlar çiçekler koyularak yeşil bina oluşturulmasının doğru olmadığını düşünüyor. Yeşil bina tasarımında yapının gereksinimi karşılaması ve çevreye mümkün oldukça az zarar vermesi düşüncesinin ön planda olması gerektiğini düşünüyor. Binanın  yeşil bitkilerle süslenerek bunun sadece bu boyutta kalmasının yeşil bina fikrini yanlış ifade ettiğini düşünmekte.

Kendisinin tasarlamış olduğu Yenice Havaalanı tasarımında yapının yapıldığı bölgenin sıcak havasına çatısında  yarattığı güçlü tasarımla hava akışı sağlayarak insanları o boğucu havadan bir nebze uzaklaşmasını sağlamıştır. Bununla birlikte bir havaalanının hiçbir zaman tam olarak yeşil bina olamayacağından da bahsediyor. Uçaklar için tasarlanmış yapı, tam olarak yeşil yapı olamayabilir fakat tasarımındaki hassasiyet olumlu etkiler yaratmaktadır.

Mimar Emre Arolat birçok yapısıyla ve elbette mimari tecrübesiyle biz mimarlar için büyük bir bilgi birikimi oluşturmuştur. Mimarlık da bu değil mi ? Yapıları her zaman birileri yapıyor…

 

Katılımcılar

  • Zeynep Ünal
  • Büşra Söylemez
  • Ümmügülsüm Şahin
  • Beyza Bilir
  • Huriye Ürkmez
  • Derya Kaya
  • Ali Sakar
  • Ekin Akın
  • Yusuf Şeker
  • Atike Turun
  • Nisa Karakılınç

 

PAYLAŞ
Önceki makaleKendinden Yerleşen Beton(KYB) Nedir?
Sonraki makaleEstetikten Yoksun Yaşam Alanlarımız
Ölçeğin insan olduğu mimarlık, toplumsal bir eylem olmasının yanında mimarlık kültürüne dahil olan, muhatap olan herkesin, kentlinin ortak ürünüdür. Kentte söz sahibi olan insan, günümüz yapılaşmış çevresine ne kadar duyarlıdır? Toplum düzeyinde mimarlık bilinci oluşmadığı sürece gerçek manada iyi tasarlanmış kentler ve kaliteli bir çevre oluşması da mümkün değildir. Bu bilincin oluşmasında mimarlık öğrencilerinin rolü oldukça önemlidir. Bu sorumluluğu edinen bizler, mimarların kente, kentliye, bizlere neler dediklerini tartışmak ve üzerine bir şeyler koymak üzere “Mimarlar Ne Der +? “ tartışma serisini düzenliyoruz.

BİR CEVAP BIRAK

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen isminizi buraya giriniz