1900 yılında İskenderiye’de doğan Fethi eski tasarım yöntemleri ve malzeme çeşitleri ile Mısır mimarlığı ve kentsel tasarım teknikleriyle beraber tasarımı içselleştirdi. Hasan Fethi yapılarını tasarlarken iklimlendirici ve verimli yapılar olmasını önemsedi. Tasarımlarında taş, kerpiç, tuğla gibi yerel malzemeler kullanmıştır. Ayrıca avlu, kubbe ve maydan gibi yapılara yer vermiştir. Bunu yaparken yerel sakinlere kendi malzemelerini kullanarak kendi binalarını inşa etmek için eğitimler vermiştir. Bu sayede kullanıcının bu sürecin içinde yer almasını sağlamıştır. Mimarın benimseyip uyguladığı katılımcı mimarlık tanım olarak, halkın kendi iradesiyle ihtiyaçlarını karşılama gücünün dönüştürücülüğünü esas alan akımdır.
Fethi’nin amacı Mısır’da yüzyıllardır kullanılmakta olan kerpici yine kullanarak, geleneksel inşaat yöntemleri ve zanaatları canlandırarak az maaliyetle çok güzel çevreler oluşturmaktır.
Hasan Fethi toplumsal yapı ile mimarlık eylemi arasında birebir bir ilişkiyi öngören felsefeyi benimsemiştir. Bu toplumun süreçleri içinde var olan yapı üretme hareketinin korunması ve sağlamlaştırılmasına yönelik bir düşünce sistemidir. Ayrıca bu süreçte kadınların rolünün değerli olduğu düşüncesini ‘’ Belki de erkeklerin evlerine karşı olan bu ilgisizliği, evin erkeğin değil, kadının yetki alanına girmesindendir.’’ sözünden çıkarabiliriz.
Fethi’nin mimari yaklaşımında modern mimarlığı tercih etmeme sebebi modern mimarlığın köylerin ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kalması ve aynı zamanda ekonomik olduğunu düşünmediği için uygun bulmuyordu. Bu yüzden onlara özgü yerel malzeme ve inşaat usullerini kullanmayı uygun görmüştür.


Yeni Gurna Projesi
1946-1953 yılları arasında bir arkeolojik sit alanı üzerinde konumlanan Gurna Köyü’nün taşınması amacıyla, merkezi yönetimin isteğiyle gerçekleştirilen ‘Yeni Gurna’ Projesi’ni tasarlayıp inşa etmiştir. Gurna Köyü’nde tarihi mezarlar ve arkeolojik değeri olan yerler vardı. Gurna’da bu mezarların üstüne ve çevresine inşa edilmiş beş gözlü evlerde yedi bin kişi yaşıyordu. Bu insanlar bundan 70 yıl önce, ataları buraya geldiğinden beri mezar soygunculuğu yaparak geçimlerini sağlıyorlardı. Tarım arazileri kendilerine ait olmadığı ve zaten yedi bin kişiye yetersiz olduğu için, köyün tüm ekonomisi neredeyse buna dayalıydı. Mısır tarihi açısından büyük bir kayıptı. Bu nedenle insanlara bu bölgeden uzak bir yerde konut yapmak ve bu bölgeyi de halkın istek ve ihtiyaçlarına yönelik kamusal bir mekan haline dönüştürülmesi planlanmıştır. Yeni tasarlanan konutlar için ise istatistiksel çalışmalar yapmışlar fakat tümüyle bunlara göre ilerlememişlerdir. Çünkü aynı topluluktaki bireyler birbirlerinden öngörülemeyecek şekilde farklılıklar gösterir düşüncesiyle her yapı kullanıcının özelliklerine, alışkanlıklarına tercihlerine ve eğilimlerine göre bireyselleştirilmiştir. Fakat bölge halkı bu duruma çok sıcak bakmamıştır. Yeni Gurna düşüncesi beklenildiği başarıyı sağlayamamıştır.
Projenin ana yapı malzemesi olarak kerpiç kullanılmıştır. Peki kerpiç kullanarak katılımcı mimarlık ile sürdürülebilir mimarlığı birlikte değerlendirmiş oluyor muyuz? Çevresel sürdürülebilirlik açısından irdelediğimizde kerpiç toprakla karıştığı için sürdürülebilirliğe katkısı vardır. Fakat sosyal açıdan baktığımızda Yeni Gurna sürdürülebilirlik açısından değerlendirilememiştir.
Toparlayacak olursak Fethi halk mimarisi ile mimarların mimarisini birbirine yaklaştırmak, Mısır’ın doğal çevresiyle mimarlığı bağdaştırmak istemiştir. İnsan yaşadığı çevrenin oluşumuna katkıda bulunursa, yaşadığı çevreyi sever ve aidiyetlik hissi kuvvetli olur düşüncesiyle hareket etmiştir. Ayrıca sıfırdan başlamak yerine yerel mimari ve kültürel birikimi kendi tasarım yaklaşımıyla yeniden canlandırmıştır.
Yazarın diğer yazılarını okumak için tıklayınız.
Mimarlar Ne Der Kocaeli