PAYLAŞ

6 Şubat Çarşamba günü İstanbul Kartal’da 9 katlı olan, 12 daire bulunan ve 43 vatandaşın yaşadığı Yeşilyurt Apartman’ı herhangi bir dış etmen olmadan kendiliğinden yıkıldı. Ne bir patlama ne de bir sarsıntı gerçekleşmişti.

Bu olayın ülkemize bedeliyse son rakamlara göre 21 ölü ve 14 yaralı olmuştur. Sadece bir bina ve dışarıdan herhangi bir etmen olmadan bu kadar büyük bir kayıp vermemiz durumun ciddiyetini bize bildiriyor. Ayrıca kurtarma çalışmaları yüzünden tıkanan trafik ve kurtarma çalışmalarının uzun bir süre alması da büyük çaplı bir depremde nasıl bir faciayla karşı karşıya kalacağımızı gösteriyor.

Kartal’da çöken bina nasıl çöktü?

Uzman değerlendirmeleri sonucu yayınlanan ilk ciddi bilirkişi raporu 16 Şubat Cumartesi günü Anadolu Ajansı tarafından yayınlandı. Bu uzman ekip arasında inşaat mühendisi, makine mühendisi ve iş güvenliği uzmanları vardı.

Raporda dikkat çeken kısımsa: ”Bina inşaatı sırasında kullanılan beton kalitesinin, projede öngörülen beton sınıfını karşılamadığı, öngörülenin yaklaşık yarı dayanımında olduğu, kullanılan betonun TSE standartlarına uygun olmadığı görülmektedir. Yapı iznine göre 7 katlı olan ancak 9 katlı yapılan Yeşilyurt Apartmanı’nın çökmesinin nedeni, bina inşaatı sırasında kullanılan beton kalitesinin TSE standartlarına uygun olmadığı, projede öngörülen beton sınıfı dayanımını karşılamadığı değerlendirilmiştir.”

Ayrıca raporda bu betonun dayanaksız olmasının bir sebebinin de yıkanmamış ve elenmemiş deniz kumu olarak gösteriliyor.

Kullanılan betonun dayanıksız olmasının üstene bir de  bilirkişi tarafından yapıdan alınan bazı numunelerde inşaat demirlerinin korozyona uğradığı ve yaklaşık et kalınlıklarının %21 oranında azaldığı tespit edilmiştir.

Neler Çıkarmalıyız

  • Geçenlerde Beyoğlu’nda çöken bina ardından gerçekleşen bu üzücü olay bizlere ders olmalıdır.

    Beyoğlu
  • Geç kalındı artık diye düşünülmeden acilen onarım ve bakım çalışmalarına başlanmalı uzmanlar tarafından tehlikeli görülen yerler tahliye edilmelidir.
  • Mühendislik yapıları ile ilgili incelemeler ve çalışmalar uzman mühendislere bırakılmalıdır.
  • Deprem tehlikesi unutulmadan arama kurtarma çalışmaları hakkında tatbikatlar yapılmalı, halk bu konular hakkında eğitilmeli ve bilgilendirilmelidir. Bu konuyla ilgili bir program açıklanmalıdır.
  • Günü kurtaran yapılardan vazgeçip dayanıklı ve gelecek nesilleri de idare edebilecek yapılara geçmeyi.
  • Sadece devletin değil bireylerin de bu konuda duyarlı olmaya çaba göstermesi gerekmektedir.
  • Mühendisler yaşam hakkının her şeyden üstün olduğu bilincini kazanarak, meslek etiği kavramını anlayarak iş hayatlarını sürdürmesi gerektiğini unutmamalıdır.
  • Devletimizin de bu tarz konular hakkında inisiyatifi halk ve şirketlere bırakmadan kontrol ve denetim mekanizmalarını geliştirmesi gerektiği ortadadır.

 

BİR CEVAP BIRAK

Lütfen yorumunuzu giriniz
Lütfen isminizi buraya giriniz