Öncelikle StructPedia ailesini kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Röportajımıza başlamadan önce sizleri tanımak isteriz. Kendinizden bahseder misiniz?
Ben Ömer Yıldırım,1998 yılında üniversiteden mezun olduktan sonra hazır beton alanında çalışmaya başladım. Çeşitli projelerde ve santrallerde çalıştım. Şuan da ise Miltaş Beton santralinde kalite kontrol müdürüyüm.
Beton harcı hazırlanmadan önce hangi aşamalardan geçmektedir? Bu süreçte agrega seçimi ve analizlerini nasıl yapıyorsunuz? Yüksek fırınlarda ya da ocaklarda agreganın santrale ulaşımını anlatabilir misiniz?
Öncelikle proje ve beton sınıfı olarak beton santrallerinden ne istendiği önemlidir. Bizim için en önemli etken çimentodur. Ancak C60 beton sınıfı gibi betonlarda dayanımını güçlendirmek için destekçimiz agregalardır. Bunun için de dolomit bazlı agrega bulmamız gerekmektedir. Tecrübeli hocalarla birlikte ve ocakların durumuna göre granülometri eğrisi hazırlanıyor. Sonrasında ise Dilovası ve Şile agrega ocakları incelenmelidir. Agrega ocaklarında agregaların özgül ağırlıkları, metilenleri, kirlilikleri araştırıldıktan sonra çimento ile uyumu araştırılır. Ve sonrasında kimyasal katkı aşamasına geçilir. Burada tabii ki projenin düşey elaman kesitleri ve temel yüksekliği hacminin büyük olmasından dolayı hidratasyon ısısı açısından da önemli etkendir. Bu verilerin analizinde tekrar granülometri yapmanız gerekmektedir. Ayrıca basınç deneylerinde 7,28,56,90 günlük testler hesaba katıldığında 6 aylık sürede bu çalışmaları yapabilirsiniz. Kalite kontrol olarak ise granülometri eğrisine göre ocaklardan agrega seçimi ve kimyasal katkılar doğrultusunda maliyet hesabı yapılır ve üretime başlanır.
Taze betondan numune alıp yapılan basınç deneylerinin aşamalarını Miltaş olarak hangi şartlarda yapıyorsunuz? Ayrıca santralden çıkmadan önce istenilen beton sınıfına göre slump deneyi de yapıyor musunuz?
Sevkiyat raporları incelendikten sonra laboratuvarlarda rutubet ve kirliliklerine bakılarak stok sahasına göre beton hazırlanmaktadır. Ayrıca sahanın uzaklığına göre de slump çıkışları yaparız. Çünkü biz slump değeri olarak 18 ile çıkış verdiğimizde sahaya ulaştığında 15-16 civarında değerlere gelir. Her beton sınıfında 2 set numune alınarak etiketlenir ve ertesi gün kireçli suya konulmaktadır. Bizim beton santrallerinde basınç deneyleri ise 2,7 günlük analizleri yapma sebebimiz erken şekilde proje müdürüne bilgi verebilmektir.
Beton dökümünde betonun priz alması çevresel ve hava şartları düşünüldüğünde ne gibi önlemler alınmaktadır? Betonda priz süresinin aşamalarından biraz bahseder misiniz?
Beton granülometri dizaynı 2(yaz ve kış) veya 4(ilkbahar, yaz, sonbahar ve kış) olarak hazırlanır. Sonrasında ise projenin bulunduğu bölgeye göre tercih edilir. Eğer beton dökümünü kışın yapıyorsanız priz süresini azaltmak için kimyasal katkı kullanımı gerekir. Ancak mineral katkı kullanılmaması gerekmektedir. Yazın ise priz süresini mineral katkılardan cüruf ve kür ile uzatabilirsiniz. Eğer beton döküldükten sonra telis ile sarmaması veya kütle betonları kür uygulamaması sonucunda priz süresi erken olduğunda çatlak ve yanmaları ortaya çıkarır.
Beton sınıfına göre katkı maddelerin türleri veya oranları değişiklik göstermekte midir? Kullanılan katkı maddelerinin beton dayanımı ile bağlantısı var mıdır?
Aslında yıllara göre değişiklik göstermektedir. Örneğin Türkiye’de 1999 yıllarında midrenç ve süper olarak iki ürünümüz vardı. 2005 yılından itibaren ise minisüper diye bir katkı ortaya çıktı. Günümüzde ise kimyasal fabrikaların artması ve kalite kontrol sisteminin oluşması ile bu maddelerin 10 kat arttığı görülmektedir. Beton dayanımı ile ilişkisi ise C 35-40 betonlardan sonra yeni nesil(hiper) kimyasal katkı kullanıyoruz. Böylece betonda dayanımıyla artısı ya da eksisi olabilir, uygulanabilirlik ve agrega özelliklerinin iyi olması gerekir. Sonuç olarak kullandığın ürünlere hakim olmalısın diyebilirim.
Beton dayanımı, dayanıklılığı ve işlenebilirlik hakkında kısaca bilgi verir misiniz? İşlenebilirlik için betonda uygulanan aşamalar nelerdir?
Beton sınıflarına göre veya proje aşamalarına göre beton dayanımı değişiklik gösterir ancak benim için betonun sağlığı daha önemlidir. Ayrıca beton dayanıklılığı beton dökümünden sonra nasıl koruyabildiğinizdir. Yapılan binalarda önce binanın ömrünü uzatmanız ve çatlakların önüne geçmeniz gerekmektedir. İşlenebilirlikte ise temelde farklı olarak 15-16 slump gönderirsin ve vibratör ile onu sağlarsın. Kolon, perdede ise beton kıvamına bakılmalıdır. Örneğin 23-24 değerinde slump gönderdiğinizde ve granülometreniz bunu kaldırmazsa segregasyon meydana gelir. Aslında gönderdiğimiz betonda kolay yerleşebilen ve vibratörlerle işlenebilen ölçüde kontroller yapmaktayız.
Beton kıvam ve yoğunluğu hangi koşullara göre değişmektedir? Yüksek bina, tünel, köprü ayakları ve barajlarda betonun ne tür şartları sağlaması gerekmektedir?
Örneğin yüksek binalarda beton yoğunluğu ve slump değeri kat kat değişiklik gösterebilir. Pompalama sisteminin yeterliliği doğrultusunda ilk katlara 18 slump gönderirken kulede 23 slump olmasını isteriz ve döşeme döküldüğünde slump değer ilk katlarla aynı olmaktadır. Biz bu değerleri ise 1 yıl öncesinden danışmanlık şirketleriyle çalışmalar yaparak buluyoruz. Çünkü bu oranlara göre kimyasal katkı ve granülometri aşamaları değiştirilecektir. Diğer bütün projelerde de ayrı ayrı hesaplamalar yapılarak beton hazırlanır ve kontrolü sağlanır.

Beton döküldükten sonra beton yüzeyindeki sorunlar ve renk değişimine yol açan nedenler nelerdir? Bu konuda nasıl önlemler alıyorsunuz? Ek olarak binalarda rastladığımız soğuk derz oluşma nedenlerini ve sonraki aşamada dayanıma etkisi olmakta mıdır?
Soğuk derz farklı günlerde dökülen betonlarda meydana gelmektedir. Bu betonun kalitesine ve uygulanmasına göre değişebilir. Ancak binalarda taşıyıcı elamanlarda soğuk derz istenmeyen bir şeydir. Çünkü binanın sağlığını ve dayanıklılığını temellere aktaramamış olursunuz. Beton yüzeyinde perdahlamadan sonra gözlenen renk değişimi ise betonda kullanılan siyah, beyaz, gri agregalardan kaynaklanabilir ve kullanılan kimyasallardan oluşabilir.
Kıyı liman ya da denizüstü yapılarda beton yapısı ve çeşitleri değişiklik göstermekte midir? Tünel inşaatlarında kullanılan püskürtme beton kullanılma nedeni nelerdir, diğer beton çeşitlerinden farkı nedir?
Tünellerdeki beton kullanımı ile köprülerdeki betonlar farklıdır. Köprülerde denizlerde temellerde tuz oranı ve buharlaşma sonucu meydana gelecek tuz ve rüzgarlar betonda etkili olmaktadır. 3. köprüde örneğin betonsan ar-ge laboratuvarı, İTÜ ve hazır beton sanayi laboratuvarlarında çalışmalar yürütülerek hesaplar yapıldı. Bu verilerle uygun granülometri çıkartılmakta ve sülfata dayanıklı çimento kullanılmaktadır. Diğer binalarda portland çimentosu kullanılırken bu tür projelerde sülfata dayanıklı çimento kullanılmalıdır. Tünellerde ise priz süresi önemli olduğu için püskürtme beton kullanılmaktadır. Bu tür betonlarda ise kalıplara püskürtme yapılarak o bölgeden karot alınması ile mukavemetine bakılmaktadır.
Deprem yönetmeliğinin değişmesi ve gelişen teknoloji ile betonda farklılıklar olmakta mıdır? Beton, teknoji ile olumlu veya olumsuz nasıl etkilenmektedir kısaca bahseder misiniz?
Deprem yönetmeliğinin değişmesi ile beton santrallerin teknolojik gelişmesi ve tüketicinin bilinçlenmesi sağlanmıştır. Eskiden C20 beton sınıfı kullanılırken şimdi çoğu projede C50-60 beton sınıfı kullanılmaktadır. Günümüzde C20 grobeton olarak kullanılıyor. Aslında teknoloji ile dayanımı yüksek betonlar üretilirken katkı maddeleri de o oranda gelişmiştir. Bunun sonucunda yaptığımız basınç deneylerinin testleri gelişmiştir ve hassas sonuçlar alabiliyoruz. Böylece beton kalitesi artmış ve daha sağlıklı inşaatlar meydana gelmiştir.
Vakit ayırdığı ve sorularımızı yanıtladığı için Ömer Bey’e çok teşekkür ederiz.
Sektörden farklı kişilerle yaptığımız röportajları da incelemek isterseniz buraya tıklayabilirsiniz.